Sosyal Medyada Biz}

Hakaret Suçu Nedir ve Cezası

Hakaret Suçu Nedir ve Cezası

Hakaret suçu dolayısıyla açmış olduğunuz ve açacağınız davalar ile ilgili hukuki destek ve avukat arıyorsanız. Diyarbakır ceza avukatı ile iletişime geçerek gerekli görüşmeleri yapabilirsiniz.

Hakaret Suçu Nedir ve Cezası ( TCK: 125-131 )

Hakaret suçu, TCK md. 125-131 arasında şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Hakaret suçu iki farklı şekilde işlenebilir: a-) Belli somut bir durum ve olgunun isnat edilmesi suretiyle kişinin şeref ve saygınlığının zedelenmesi, b-) Genel ve soyut nitelikteki söz ve davranışlarla kişinin değersizleştirilmesi, rencide edilmesi. Hakaret suçu doğrudan kişinin birey olmaktan kaynaklanan kişilik haklarına saldırıdır. Hakaret suçu ile sosyal bir kavram olan “şeref” ve kişinin özs aygısı korunmaktadır.

Hakaret Suçu Cezası

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve Cezası

Cumhurbaşkanına hakaret suçu, TCK md. 299’da ayrı olarak düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile Cumhurbaşkanının toplumsal kıymeti ile ilgili toplumun mevcut duygu ve kanaatleri sallayan fiil ve sıfatların isnat edilmesi cezalandırılmaktadır. Maddenin tertip etme biçiminden anlaşıldığı emeliyle, cumhurbaşkanına hakaret suçu ile cumhurbaşkanlığı makamının işlevleri, fonksiyonu, adına getirdiği vazifiyeti değil, hukuksal bir kavram olarak cumhurbaşkanının “şerefi” savunmak istenmektedir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu, uygulamada tenkit derecesindeki soz ve davranışların da hakaret olarak cezalandırılmasına sebep olmasından ceza hukukunun genel ilkelerine marjinal bir düzenlemedir. Hakaret suçu, genel olarak TCK md.125’de her insan için düzenlenmiş olmasından TCK md. 299’da ayrı olarak cumhurbaşkanına hakaret suçuna yer verilmesi hukuka aykırıdır. Anayasa’ya göre şahsa kalifiye tertip etme yapılamaz. Cumhurbaşkanına hakaret suçu, şahsa kalifiye tertip etme niteliğinde olmasından Anayasa’nın denklem ilkesini tertip eden 10. maddesine aykırıdır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kovuşturulması Adalet Bakanlığı’nın iznine tabidir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun cezası 1 seneden 4 seneye kadar mapus cezasıdır. Suçun alenen işlenmesi durumunda verilecek ceza 1/6 oranında arttırılır. Örneğin, fiilin internette sosya basın üstünden, radyo, tv vb. gibi araçlarla ya da herkesin duyma olsılığı olan bir ortamda işlenmesi durumunda cumhurbaşkanına hakaret suçunun alenen işlendiği kabul edilir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu hasebiyle hükmedilen mapus cezası, hukuki para cezasına çevrilebilir, ertelenebilir ya da sanık ile ilgili kararın açıklanmasının geri bırakılması hükmü verilebilir.

Kamu Görevlilerine Hakaret Suçu Cezası

Heyet durumunda gayret gösteren kamu görevlilerine görevlerinden kaynaklı hakaret durumunda zincirleme suç hükümleri gereği tespit edilen cezanın miktarı ayrı olarak 1/4’ten 3/4’e kadar arttırılır.

Basit Hakaret Suçu Cezası

Hakaret suçunun cezası, suçun kolay ya da nitelikli şekillerinden hangisinin işlendiğine göre değişiklik arz eder. Suçun kolay şeklinde, başka bir deyişle kamu görevlisi olmayan bir bireyin yüzüne karşı hakaret durumunda, hakaret suçunun cezası 3 aydan 2 seneye kadar mapus ya da hukuki para cezasıdır. Suçun kolay şeklinde hakim ya mapus cezası veyahut hukuki para cezası verecektir. Her iki cezanın eş zamanlı verilmesi olası değildir.

Sosyal Medya veya İnternet Yoluyla Hakaret Suçu

Sosyal Medya veya İnternet Yoluyla Hakaret Suçu

Ceza Kanunumuzun 125. maddesinde “hakaret suçu” tarifi yapılmış eski kanunda var olan küfretme ve hakaret ayrımı ortadan kaldırılmıştır. Bu suça ait ülkemizde çoğu ceza davası açılmakta ve genel olarak bu davalar pratikte ikaz kaliteyi taşıyan HGAB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) hükümleriyle sonuçlanmakta, suçu işleyen kişilerin beş sene içinde aynısı suçu yeniden işlemesi halinde, para ya da mapus cezası verilmesi gündeme gelmektedir. Ülkemizde bundan sonra aşağı yukarı her evde tespit edilen şahsi bilgisayarlar ve akıllı cep telefonlarımızın da yaygınlaşması ile internetin hayatımızın devasa bir parçası durumuna geldiği salt bir realite olmakla beraber bu gerçeğin ne yazık ki çirkin neticeleri da meydana çıkmaktadır. Bunlardan birisi de kişilerin çoğunlukla web üstünden işledikleri Bilişim Sistemleri Vasıtasıyla İşlenen Hakaret Suçu’ dur. Türk Ceza Kanunu’ nun bu suça ait 125. maddesi; “Bir kimseye haysiyet, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek kalitede somut bir fiil ya da olgu isnat eden ya da küfretmek suretiyle bir kimsenin haysiyet, şeref ve saygınlığına saldıran şahıs, üç aydan iki seneye kadar mapus ya da adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin minimum üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi lazım olur.”şeklinde düzenlenmiştir. Aynı yasa maddesinin 4. bendi uyarınca “Hakaretin alenen işlenmesi durumunda ceza altıda biri oranında artırılır. ” denmekle suçun nitelikli durumu belirlenmiş, 2. fıkra uyarınca da; “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı ya da görünümlü bir iletiyle işlenmesi durumunda, yukarıdaki fıkrada belirti edilen cezaya hükmolunur.” denmekle yasa maddesinin eski versiyonlarıyla mukayese yapıldığında, bundan sonra bu suçun, web ve sosyal basın ortamı üstünden de sesli, yazılı ya da görünümlü bir iletiyle işlenebileceği konusu netlik kazanmış yer almaktadır. Dolayısıyla web üstünden hakaret etmek suç mudur ? sorusunun cevabı; “Evet suçtur ! üç aydan iki seneye kadar mapus ya da adlî para cezası bulunmaktadır”, şeklinde olmaktadır. Tabi bu suçun işlenme biçimi web ile de hudutlu değildir. Aynı vakitte VPN, İntranet vb. gibi bilişim ağları üstünden uygulanan hakaretler, Bilişim Sistemleri Vasıtasıyla İşlenen Hakaret Suçu olarak nitelendirilmektedir. Geçmiş senelerde bu suçu işleyen bir bireyin kimlik tespitinin net ve net belirlenememesi, cezanın kişiselliği ilkesi hasebiyle çoğu bilişim sistemleri vasıtasıyla işlenen hakaret suçu cezalandırılamamış olsa da teknolojinin gelmiş bulunduğu düzey, bilişim hukuku bölümünde kaydedilen ilerlemeler ve yaygınlaşan davalar sonucunda gereksinime yönelik olarak belirleme ve takibin de kolaylaştığı görülmektedir. Bilişim Sistemleri Vasıtasıyla İşlenen Hakaret Suçunun facebook, twitter, Google , ekşi lügat (ülkemizde) vb. yüksek reyting alan, kullanıcıları adedi, paylaşma ve takip seviyesi yüksek olan sosyal basın platformları üstünden işlenmesi durumunda suçun nitelikli durumu sözkonusu olacaktır ve bu sebeple suçun cezası altıda bir oranında arttırılacaktır. Dolayısıyla e-posta aracılığı ile uygulanan karşılıklı şahsi hakaret ile alenen sosyal basın araçları kullanılmak suretiyle yapılan hakaret suçunun cezalandırılmasında değişiklik meydana çıkmaktadır. Bilişim Sistemleri Vasıtasıyla İşlenen Hakaret Suçu, kamu görevlisine karşı görevinden kaynaklı işlenen türü hariç, araştırmaları şikayete bağımlı olan, fail veyahut eylemin öğrenilmesinden ardından altı ay geçmekle şikayet hakkının kaybolduğu bir suç türüdür. Ancak her ne kadar uygulamada web üstünden gerçekleşen hakaret suçlarının, hakareti meydana getiren resim, yazılı veyahut sesli iletinin meydana çıktığı tarih bakımından zamanaşımının başlayacağı şeklinde yorum yapılarak kovuşturma hükmü verilse de böyle mesajlar, her seferinden yeni şahıslar doğrulusunda görülebilmekte, defalarca kez takip edilebilmekte ve defaatle görselleştirilerek hakaret suçu yeniden yeniden vuku bulabilmektedir. Dolayısıyla alenen işlenen hakaret suçuna ait iletilerin internette bulunduğu proses süresince, suça ait zamanaşımının başlangıç müddetinin belirlenemeyeceği kanaatindeyiz. İlgili iletilerin web ortamı üstünden net ve tam anlamıyla kaldırıldığı tarihin, zamanaşımının başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekirken, uygulanan soruşturmalarda yayın (paylaşım vb.) tarihi asal alınarak, altı maaş zamanaşımının dolduğundan bahisle, “kovuşturmaya yer olmadığına dair” kararlar verilebilmektedir. Bu suça ait kötü geri bildirimler suçun mağduru veyahut mağdurun mirasçıları doğrulusunda alakalı Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve kolluk birimlerine yapabilir.

Hakaret Suçu Yetkili Mahkeme

(1) Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. (2) Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. (3) Suç, ülkede yayımlanan bir basılı eserle işlenmişse yetki, eserin yayım merkezi olan yer mahkemesine aittir. Ancak, aynı eserin birden çok yerde basılması durumunda suç, eserin yayım merkezi dışındaki baskısında meydana gelmişse, bu suç için eserin basıldığı yer mahkemesi de yetkilidir. (4) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçunda eser, mağdurun yerleşim yerinde veya oturduğu yerde dağıtılmışsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. Mağdur, suçun işlendiği yer dışında tutuklu veya hükümlü bulunuyorsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. (5) Görsel veya işitsel yayınlarda da bu Maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır. Görsel ve işitsel yayın, mağdurun yerleşim yerinde ve oturduğu yerde işitilmiş veya görülmüşse o yer mahkemesi de yetkilidir.

Hakaret Suçu Yargıtay Kararları

Karar 1

SUÇ : Hakaret

HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

I- Sanık hakkında yakınan …’ya yönelik hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;

Sanık hakkında hükmolunan doğrudan para cezasının miktarı bakımından, 14/04/2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca üç bin liraya kadar olan mahkumiyet hükümlerinin kesin nitelikte olması ve temyiz kabiliyetinin de bulunmaması nedeniyle sanık … savunmanının temyiz itirazının CMUK’un 317. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE,

II- Sanık hakkında yakınanlar …, …’a yönelik yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;

Sanığın aynı mağdurlara karşı birden fazla yağma suçunu işlediği ancak aynı mağdurlara yönelik kaç kez yağma suçunu işlediği duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeden 5237 sayılı TCK’nın 43/3.maddesi uyarınca, yağma suçlarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından; TCK’nın 168/3. maddesinin 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı kanunun 61. maddesine aykırı davranılması sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre sanık … savunmanının temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 05/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Karar 2

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Hakaret

HÜKÜM : Beraat

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan …’ın ve O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 30/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Karar 3

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Yaralama, hakaret

HÜKÜMLER : Mahkumiyet

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra sanığın, denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi sebebiyle ihbar üzerine hükmün açıklanmasına karar verildiği ancak gerekçeli kararın katılan Yusuf Bircan’a tebliğ edilmediği,

Anlaşıldığından, sanık …’in tebliğnameye aykırı olarak, temyiz davası istekleri hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, adı geçen katılana usulüne göre tebliğ işlemi gerçekleştirildikten ve temyiz dilekçesi verilmesi halinde ek tebliğname düzenlenmesinden sonra Dairemize yollanılmak üzere, dosyanın incelenmeksizin karar mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, 25/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Hakaret Suçu Mahkeme Kararları

Karar 1

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak;

1) Katılan hakkında Kızılcahamam Devlet Hastanesince düzenlenen 28.11.2014 tarihli geçici raporda “başında 3 cm boyutunda kesisi mevcut olduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, kat’i raporun sevkli gittiği hastane tarafından verilmesinin uygun olacağının” belirtildiği, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 30.12.2014 tarihli kesin raporda herhangi bir bulguya yer verilmeksizin yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin belirtildiği böylece katılanın yaralanmasının ne şekilde basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği hususunda şüpheli bir durum olduğu anlaşılmakla, katılanın tedavi gördüğü hastanelerden film, grafi ve tedavi evrakları temin edilerek en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünden raporu alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,

2) Sanığın katılanın kendisine hakaret etmesi üzerine suçu işlediğini savunması karşısında, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, sanık lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,

3) Sanık hakkında TCK’nin 53. maddesi gereğince hak yoksunlukları uygulanırken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas – 2015/85 sayılı Kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Karar 2

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR : Tehdit, hakaret

HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre hakaret suçundan hüküm kurulurken tayin olunan gün adli para cezası, TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmemiş ve hükümden sonra ek kararla bu eksiklik giderilmiş ise de, temyize konu edilen hükümle ilgili olarak mahkemece dosyadan el çektikten sonra verilen ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu, ayrıca gün para cezası TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmemiş ise de; gün para cezası günlüğünün yasada öngörülen alt sınırdan uzaklaşılarak uygulanması halinde temyizi mümkün hale gelebileceğinden, hükmün kesin olduğundan bahsedilemeyeceği ve bu sebeple hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinin mümkün olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Sanığın farklı zamanlarda, müştekiye karşı birden çok hakaret içeren mesajlar gönderdiğinin anlaşılması karşısında; hakaret suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca cezada artırıma gidilmesi gerektiği gözetilmemiş ise de; aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

Ancak;

02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunması, hakaret suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında bulunmadığının anlaşılması ve yeni düzenleme karşısında, hakaret suçu yönünden de uzlaştırma önerisinde bulunulmasının gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

./..

.2.

Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Karar 3

(5271 S. K. m. 272, 279, 280)

 

İlk derece mahkemesince verilen hükümlere karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya incelendi gereği görüşüldü:

 

1-Sanık G. K. hakkında Yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanık müdafiinin istinaf başvurusunun yapılan incelemesinde;

 

Doğrudan hükmolunun 2.240 TL. adli para cezasının nitelik ve niceliğine göre 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 272/3-a maddesi uyarınca hükmün istinaf kanun yoluna başvurulamaz nitelikteki kararlardan olduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 279/1-b maddesi uyarınca katılan sanık G. K. müdafiinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

2-Sanık M. K. hakkında hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik olarak katılan vekilinin istinaf başvurusunun yapılan incelemesinde ise;

 

İstinaf başvurusunun reddi nedenlerinin bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına geçildi.

 

Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye, takdire göre sonucu itibariyle doğru olan hükme yönelik katılan G. K. vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,

 

Kararın bir örneğinin istinaf başvurusunda bulunan katılan sanık G. K. müdafiine tebliğine,

 

İstinaf başvurusunun reddine ilişkin I No’lu hüküm yönünden; Cumhuriyet Başsavcılığına kararın geliş tarihinden, istinaf başvurusunda bulunan katılan sanık G. K. müdafi yönünden kararın tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içerisinde hükmü veren Dairemize bir dilekçe verilmesi ya da zabıt katibine beyanda bulunup tutanak düzenletip hakime onaylatmak veya bir başka İlk Derece Ceza Mahkemesi ya da Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek suretiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 268. ve 279. maddeleri uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7.Ceza Dairesine İTİRAZ kanun yolu açık olmak üzere;

 

İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin II No’lu hüküm yönünden ise; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286. maddesi uyarınca KESİN olarak 04/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

 

Hakaret Suçu Tazminat

Haksız fiil hasebiyle ödenecek tazminatın miktarında ise; parasal tazminat talebinde dokümanlarla kanıtlanabilen mal varlığındaki azalma ya da hâsılat kayıbı hesaplamada asal alınacaktır. Hem parasal hem ruhani tazminatın belirlenmesinde öneme alıncak yardımcı tertip etmeler ise; Borçlar Yasası m.50/2 “Uğranılan zararın miktarı tam anlamıyla kanıt edilemiyorsa hakim, olayların alışılmış olan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın sayısını hakkaniyete makul olarak belirler” ve Borçlar Yasası m.51’deki “Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, vaziyetin gereğini ve bilhassa kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler”şeklindedir. Yine bilhassa ruhani tazminat miktarının belirlenmesinde, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre “tazminat zenginleşme sebebi olamaz” şeklindeki ilkede mukabil bulan, her iki tarafın da sosyal ve ekonomik vaziyeti da tesirli olacaktır.

 

Hakaret Suçu Dilekçe Örneği

   … CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

 

 

 

YAKINAN                           :

 

VEKİLİ                                 :

 

ŞÜPHELİ                             :

 

SUÇ                                       : Hakaret

 

SUÇ TARİHİ                       : …/…/…

 

AÇIKLAMALAR               :

 

1-) Müvekkilimiz … …, toplumda ve çevresinde saygı gören bir bilim adamıdır. Kendisi halen … Üniversitesi … Fakültesi’nde … Bölüm Başkanlığı yapmaktadır.

 

2-) Müvekkilimiz …/…/… tarihinde … televizyonundaki “….” programına  konuk olarak katılmıştır. Bu programda müvekkilimiz diğer katılanlarla gayet seviyeli bir şekilde tartışmış ve görüşlerini beyan etmiştir. Ancak … … isimli şahıs ile girdiği bir tartışma sırasında müvekkilimiz sakin olmasına rağmen karşı taraf saygısız bir şekilde “Senin gibi şerefsizler yüzünden bu ülke bu hale geldi.” şeklinde ifadeler kullanmak suretiyle müvekkilimize hakaretlerde bulunmuştur.

 

3-) Müvekkilime hakaret eden … …’dan şikayetçiyiz ve ilgili şahsın cezalandırılması için tarafınıza başvurma zorunluluğumuz hasıl olmuştur.

 

HUKUKİ NEDENLER      : 5237 S. K.  m. 125 ve ilgili mevzuat.

 

HUKUKİ DELİLLER        : Program kayıtları, tanık beyanları ve diğer deliller.

 

SONUÇ VE İSTEM            : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin müvekkilimize karşı sarf etmiş olduğu sözler nedeniyle cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. …/ …/ …

 

 

Yakınan Vekili

                                                                                                               Av.

 

Bir önceki yazımız olan Bıçakla Yaralama Suç Duyurusu Dilekçe Örneği başlıklı makalemizde Bıçakla Yaralama Suç Duyurusu Dilekçe Örneği ve Bıçakla Yaralama Suç Duyurusu Dilekçe Örneği 2018 hakkında bilgiler verilmektedir.

13 Aralık 2018
938 kez görüntülendi

Kimler Ne Yorum Yapmış ?

avatar
  Abone ol  
Bildir